Sendikalar birlikte hareket etme anlaşmasına uyarsa, daha güçlü oluruz

Türk Metal ve Birleşik Metal İş sendikası yöneticileri Almanya’da

“Türkiye Metal İşkolunda Faaliyet Gösteren Sendikalar Arasında Diyalog ve İşbirliğine Dair Ortak Anlaşma” uygulanmalı

Mayıs 2019’un sonunda, Türk-İş’e bağlı Türk Metal sendikasına üye 181 bin işçi ile DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’e (BMİS) üye 32 bin işçinin, toplu iş sözleşmesi (TİS) benzeri durumlarda ortak hareket edebilmelerini sağlayacak olan bir anlaşma imzaladı.

Anlaşmanın tarafları Türk-Metal ile BMİS idi. Anlaşmada referandum, sendika seçme özgürlüğünün bir parçası olarak kabul edildi. Sendikalardan biri işyerlerinden birinde işçilerin %15’ini örgütlediğinde, referandum çağrısı yapabilecek ve böylece işyerine hangi sendikanın gireceğine dair sendikaların birbirleri arasında kavgaya girmesi önlenecek.

Anlaşmanın ileri yanları bununla sınırlı değil. Bilindiği üzere işverenler ve hükümet, özellikle TİS zamanlarında kendi çıkarlarını ve kârlarını koruyabilmek için pazarlık masasındaki çeşitli sendikaları ve dolayısıyla da işçileri bölmeye ve onları güçsüzleştirmeye çalışıyor. Bu noktada anlaşmanın Türk-Metal ile BMİS’in toplu iş sözleşmeleri süreçlerinde işbirliği yapmasını ve işverenler ile hükümet karşısında ortak hareket etmesini öngörmesi oldukça olumlu bir adım.

Aynı işkolundaki iki farklı konfederasyona üye sendikalı 200 bini aşkın işçinin, bu tip bir ortaklaşmayla beraber TİS sürecinde patron karşısında önceki döneme oranla daha güçlü durabilecekleri aşikar. Taraflardan birinin anlaşmaya uymaması durumunda, IndustriAll (Küresel Sanayi İşçileri Sendikası) üyeliğinden çıkartılacak olması da anlaşmaya örgütsel bir güvence veriyor.

Metal sektöründe bir milyonu aşkın işçi hala sendikasız. Bu noktada sendikaların birbirleriyle rekabete girmek yerine güçbirliği yaparak örgütsüz işyerlerini sendikalara kazanmaları, işçilerin çıkarına bir adım olur. Bu adımı atmanın yollarından biri de, TİS’lerde metal işçisinin birlikte hareket edebildiğini göstermektir. Mayıs ayında iki sendikanın da altına imza attığı anlaşma buna dönük olarak uygun bir zemin yaratıyor. Türk Metal Sendikası başkanı Pevrul Kavlak, 3 Haziran’da Cumhuriyet gazetesine verdiği bir röportajda, “Birlikte sözleşme yapmak mümkün olacak mı?”

sorusuna şöyle cevap veriyor:

“Bu konuda bizim de diğer sendikaların da geçmişte birbirlerine yaptığı çağrılar var. Özçelik-İş ile son iki yıldır bu konuda çalışmalarımız oldu. Birleşik Metal-İş ile de bunu yapabiliriz. Buradaki temel konu, güven ortamını sağlamak, iyi niyete dayalı bir işbirliği kurmak. Süreç içinde ilişkilerimizi geliştireceğiz, birbirimize güveneceğiz ve hem örnek bir örgütlenme modeli kuracağız, hem de sözleşmelerde birlikte davranabileceğiz. Ancak bunu zaman gösterecek.”

Özetle Türk Metal’in başkanı, TİS’te birlikte hareket edilebileceğini kabul ediyor. Ancak her iki sendikanın da Eylül’de açılan süreçle birlikte farklı teklifler vermesi ve farklı masalara oturmasından da anlaşılacağı üzere, mevcut TİS süreci ortaklık anlaşmasının öngördükleri uyarınca ilerlemiyor. Anlaşma uygulanmıyor; üstünde ortaklaşılan maddeler hayata geçirilmiyor.

Halbuki bu anlaşmayla sektörde yaşanan birçok sorun işçiler lehine çözülebilir. Anlaşmaya uyularak TİS’te iki sendika da birlikte hareket ederse, bu Türkiye işçi hareketi için bir dönüm noktası olabilir. Zira bu örneği takip edecek diğer emekçiler de birlik talep etmeye başlayacaklardır. Metal işkolunda işçilerin bir araya gelip TİS taslaklarını ortaklaşa hazırlamaları, grup sözleşmelerinde işbirliği yapmaları işveren cephesinin gücünü kıracak ve işçilere mücadele edebilmek için yeni kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımda sendikal önderliklerimizi anlaşmaya uymaya çağırmak, onları bu protokole sadık kalmaya çağırmak yaşamsal bir önemdedir. Çelik-İş de anlaşmayı imzalayıp protokole uymaya ısrarla davet edilmelidir.

Tarihten bir birlik örneği

1988 yılında metal sektöründe MESS ile 4 işçi sendikası arasında yapılan grup toplu iş sözleşmesinin 2. yıl ücret zammı % 60 olarak bağlanmıştır. Ortak hareket eden işçi sendikaları enflasyon tahminlerinde isabetsizlik sonucu olarak, işçi ücretlerinin enflasyonun altında kalmaması için fiili enflasyon artışı sözleşmede tesbit edilen orandan daha fazla olduğu takdirde aradaki farkı ve buna % 3 refah payı ilave etme ilkesini sözleşmelere getirmiştir. Böylece sendikal birlik sağlandığında ücret kaybının önüne geçmekle kalmayarak kazanım da elde edilebileceği gösterilmiştir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: