Manisa’da kurulu Telateks Tekstil Ürünleri fabrikası yönetimi, işçilerin hak ettikleri banka promosyonlarını talep etmelerini kanunsuz eylem ve işten atma nedeni saymıştır.
Telateks şirketi yönetimi işçilerin maaşlarını dağıtacak banka ile anlaşmaya varıyor. Ne var ki, toplu iş sözleşmesinde de yer alan banka promosyonlarının hak sahibi olanlar işçiler. Mayıs ayının 5’inde maaşlarla beraber promosyonun da yatacağı öngörülürken, bazı işçi arkadaşların banka kartlarının yetişmemesinden dolayı, sendika temsilcileri işçi arkadaşlara promosyon ödemelerinin mayıs ayının 20’sinde avans ödemeleri içinde verileceğini açıklıyorlar.
20 Mayıs’ta hesaplarında sadece normal avansın yattığını, promosyonun ise yatmadığını gören işçiler sendika temsilcilerinden açıklama talep ediyorlar. Bu, 16-24 vardiyasında çalışan arkadaşların ortak sesi. İşçilerin talebi üzerine açıklama yapan sendika temsilcilerinin yanına Telateks yöneticilerinden biri de gelip “promosyonlar hakkında bilgileri olmadığına, kendilerinin de İK’dan haber beklediklerine” ilişkin 30 dakikalık bir konuşma yapıyor. Bunun ardından da işçiler çalışma alanlarına dönüyorlar. Ama ertesi gün işçilerin bu haklı ve de yasal talebi, yöneticiler tarafından kanunsuz bir eylem, bir baş kaldırış olarak algılanıp, sorumlularının işlerine son verilmesi kararı alınıyor.
23 Mayıs Pazartesi günü Telateks tekstil ürünleri müdürü 08-16 vardiyasını toplayarak ve bizzat sendika temsilcilerinin yanında, “Biz Amerika’yı fethetmeye çalışıyoruz, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz. Ne sendika tanırım ne de başka birisini, gerekirse içerideki 16 makinayı da yakarım, kimsenin de gözünün yaşına bakmam” gibi tehditler savuruyor. Bu arada bu konuşmayı sendika temsilcilerinin sessiz sedasız izlemeleri işçilerin gözünden kaçmıyor.
Bu tehditlerin ardından dışarıda açıklama bekleyen 60’ın üstünde işçilerin bir kısmı insan kaynaklarına çağırılıp savunmaları alınmaya başlıyor. İsim isteyen İK çalışanları “İsim verirsen çalışmaya devam edersin, yoksa işinden olursun” baskılarıyla suç işlemeye devam ediyorlar. Oysa bir gün önce sendika temsilcileri çalışanlara “Yatmayan promosyonlardan dolayı borçlarını ayın 20’sine taahhüt eden çalışanlar mağdur edildi. Böyle aksilikler olabileceğini, işveren tarafında yapılacak işlemlere engel olunacağı” ifade eden mesaj atmışlardı.
26 Mayıs Perşembe günü 8 işçi, SMS yoluyla 25/2 maddesine dayanılarak işten çıkarıldıkları mesajını aldı. Sendika temsilcilerini arayan işçiler “Neden böyle oldu, hani işlem yapılmayacaktı, hani arkamızda duracaktınız?” diye sorduklarında sendika temsilcileri “Bizim organize etmediğimiz bir eylem yaptınız sonuçlarına da katlanacaksınız” demişlerdir.
Oysa sendika işçilerindir. Hiçbir temsilci tek başına organizatör değildir, böyle bir vasfı da yoktur. Sendika işçilerin talepleri üzerine hareket eder, bürokrasinin ya da koltuk sevdalıların istemlerine göre değil. Burada eğer temsilciler işten çıkarılan arkadaşları desteklemek için tüm işçi arkadaşları toplayıp destek eylemi başlatsalardı, işte o zaman gerçek işçi temsilcisi sıfatı kazanmış olurlardı. Ve o zaman işveren bu kıyıma cesaret edemezdi.
Bu da bize şu sloganı hatırlatmalı: KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ.
Sendika temsilciliğinin telefon mesajı:

Bir Cevap Yazın